Translate

Sayfalar

9 Mart 2015 Pazartesi

Geldik, gördük, denedik: Kostüm Partisi'nde bir gece

    Kurt adam mı, vampir mi? Sadece bir cadı desek de olmaz mı? Cadılar Bayramı partilerinden karnaval ve maskeli balolara, tüm dünyada kendini insanüstü bir varlığa benzetmeye rastlarız. 


    İlk kostümlü Cadılar Bayramı partisine Erasmus için gittiğim Hollanda'da katılmıştım. Şehirde o akşam başka bir canlılık vardı. Tatil sevincinden öte insanlarda kutsal bir bayram sevinci gözlemleniyordu. Hiç günlük hayatını bozmayan insanlar bir yana, çoğu insan bir kılığa bürünmüştü. Kimisi sadece bir hayalet olurken kimisi pembe panter oluyordu. Süpermen ve Batman kostümleri gözlere çarparken insanların tamamen kendine has hayal güçleriyle oluşturdukları özel köstümler de vardı.

    Kan ağlayan zombiler, yaralı yüzler herbiri değişik bir tablo edasıyla kendi orijinalliklerini sergiliyorlardı. Kendinizi bazen bir garip hisseder gibi olurken sizin gibi insanları görünce rahatlıyor ve onların size ilgileriyle karşılaştıkça şımarıyorsunuz. Ben o akşam Rus ve Azeri arkadaşlarımla takılmıştım. Herkeste ayrı bir neşe vardı. Partiye gidene kadar güzel sohbetler ettik.
Amsterdam'da Cadılar Bayramı'nda fotoğraf çekilmeden olmaz.

    O gece karanlıklar kralı oldum


    Yolda iki kişi beni çevirip sordu: "Hangi karakter oldun? Çok orjinalmiş! Çok beğendik!" Ben de dedim ki, "Karanlıklar Kralı oldum." "Ama iyilikler kralına da benziyor, kompleks bir karakter olmuş" dediler. "Ben ikisini de hayal etmiştim" dedim. İkisini de hayal etmiş olsam da aslında karakterime can verirken  birinci Kraliçe Elizabeth'in kendini Hazreti Meryem'e benzetme amacı ile beyaza boyayıp ilahi bir duruş sergilemesinden ilham almıştım. Zaten Kraliçe Elizabeth'in  hayatını anlatan Cate Blanchet'in oynadığı filmler en favorilerimden. Neyse... Gece çok eğlendik. Ama benim tabii ki uykum erken geldiğinden biraz zorlandım. Sabahı da bulamadım. Fakat birçok kişi de benden önce eve döndüler eve, bununla da gurur duyuyorum.
   

    Türkiye'de partiye giderken dikkat


    Türkiye'de de iki kez bu tar partilere gittim. Öncelikle söylemeliyim ki, kültürel farklılıktan ve ön yargılardan dolayı zarara uğramamak için öncelikle partiye nerede hazırlanmanı gerektiğini belirlemeniz gerekiyor. Partiye kendi arabanızla gidecekseniz görece rahat olabilirsiniz. Ancak toplu taşıma araçlarını kullanacaksanız malzemelerinizi çanta veya poşette taşıyıp parti alanına yakın bir yerde hazırlanmanız daha uygun olabilir. Yine de unutmayın, parti her yerde parti.

Kostümlerin yanında aksesuarlar da önemli.

    Nedir bu Cadılar bayramı? Kostümlü parti de nereden çıktı?


    Peki bu gelenek nereden çıkmış? Temel itibariyle eski pagan inanışlara dayanan maskeli veya makyajlı kamuflajlar aslında eski dünyadan bir varlığın gönlünü hoş tutmak ve ondan zarar görmemek için. Cadılar bayramında yaşadığımız dünya ve ölüler dünyasının arasındaki perde zayıflarmış. Bu dünyaya geçen hayaletler, ölüler ve şeytanlardan korunmanın yolu ise yüzü çeşitli şekillerde saklayıp kostüm giymek. "Samhain" bir iblis olarak yılın sadece belli bir zaman diliminde dünyaya uğruyor. Çünkü yılın bu gününde ölüler dünyası ile bizim dünya arasındaki perde inceliyor. İnanışa göre özellikle parlak ve güzel yüzlü insanlar karanlık ruhların tehdidi altında. Çözümse çok basit: Bir maske veya makyaj yardımıyla kılık değiştirmek! Böylece güvende olabilirsiniz cadılar bayramının gecesinde. Belki Samhain adlı iblis ve kötü ruhlar sizi kendilerinden biri zanneder. Belki cadılardan, ölülerden, hayaletlerden biri olduğunuzu zannederler. Supermen ve Batman kostümlü insanlar ne olur bilemedim. Cadılar Bayramı'nda evlere konan balkabaği ise Samhain isimli iblisin ve gecenin karanlık yaratıklarının şerrinden evinizi korumak içindir.

    Eski dünyanın güçlü iblislerinden olan Samhain'in ve pagan inanışlarının sebeb olduğu bu gelenek bir bayram gibi kutlanırken onu gerçek manada takip edip ritüellerini yapan insanlar da halen yaşamakta...